İncir Reçeli ve AIDS yalanları

DİKKAT! BU YAZI İNCİR REÇELİ FİLMİ HAKKINDA ÇOK FAZLA BİLGİ İÇERİYOR. FİLMİ SEYRETMEDİYSENİZ OKUMAYIN!

Sarılma! Yoksa AIDS olur!

Son günlerde herkesin dilinde bir “İncir Reçeli“dir gidiyor. Çoğu insan filme ayılıp bayılıyor. Kimle konuşsam tadı damağında kalmış, böyle bir aşk olur muymuş…

Seyredeyim bari dedim. Filmin karşısına oturduğumda beğenmeye çok teşneydim

Film güzel başladı. Bar sahnesi, notlar falan hoştu.

Kızın kaçmasının ardında yatan sırrı merak ederken o cümle geldi:

Ama ben HIV pozitifim

Eeeeeeeeeeeeeee!!! Yani bu mu büyük dram!” deyivermişim.

Çünkü HIV’ın günümüzde ilaç tedavisiyle  kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğunu biliyordum. Neyse, ‘bakalım ne olacak‘ deyip izlemeye devam ettim.

PREZERVATİFTEN HABERİNİZ YOK MU SİZİN?

Sevişme daha doğrusu sevişememe sahnesinde kız “Bunu sana da yapmak istemiyorum” deyince, artık sinirlerim bozuldu. Anneannem gibi ekrana bağırdım: “Prezervatif diye bir şey bilmiyor musunuz be

Esas adam da  o sırada ekrandan bana geri cevap verdi: ‘Aşığım ama AIDS diye dokunamıyorum‘. Hadi ordan yalancı! Aşık falan değilsin. Aşk sınır tanır mı? Aşık olan insan bu kadar mantıklı düşünür mü? Ben de AIDS olurum diye sevgilisinin teninden ayrı düşebilir mi? Hiç aşık olmadık mı sandın sen bizi! Aşkın AIDS’ten daha tehlikeli bir hastalık olduğunu bilmiyor muyuz biz!

BİZE SORSAYDIN SANA BABASI OLDUĞUNU SÖYLERDİK

Ben öyle dememişim sanki… O devam etti…

Biraz da içinde patlayan libidosunun hırsıyla bu kez de kıza HIV bulaştıran ölüm döşeğindeki adama bağırdı, çağırdı, kumandasını parçaladı. Bir hırsla çekip gitti.

Ben sahnenin anlamını kavramaya çalışırken o acıklı durum ortaya çıktı: Meğer bizim yalancı aşık o şerefsizi kızın eski sevgilisi zannediyormuş. Babası olduğunu bilmiyormuş. Bize sorsaydın ya be adam. Senarist – Yönetmen (Aytaç Ağırlar) bu gerçeği bize filmin ilk sahnelerinde kabak gibi gösterdi zaten. Senin salak durumuna düşmen o yüzdendir.  

İNCİR REÇELİ YEDİM,  AIDS OLDUM!

Sonra kız adamın ‘peş para vermeden edindiği önyargılarına‘  kızar, kaçarak uzaklaşır. Adam yıkılır. Hayatının filmini yazar. Sonra kızı bulur, kız ölür falan. Seyirci ağlasın diye, yönetmen kanırtır da kanırtır.

Ama benim gözümden tek bir yaş düşmez.

Aslında biliyor musunuz? Senarist o aşkı adam gibi anlatsa, duygular gerçek olsa, oyunculuklar samimi olsa ben “İncir Reçeli yedim, AIDS oldum” cümlesine bile inanırdım. Ama filmdeki hiçbir şeye inanmadım.

Filmi sevip, sözüne inananlara da AIDS hakkındaki aşağıdaki gerçekleri göz ardı etmeyin derim ben!

AIDS 

(Bu arada AIDS’liler Derneği isyanda. ‘Senariste tüm gerçekleri anlattığımıza rağmen o bize inanmayıp, kendi hayal ürünlerini yazdı‘ diyorlar. )

– Türkiyede ilk AIDS vakasının görüldüğü 1985 ile 2006 arasında 111 kişi öldü. Oysa ülkemizde bir bayram tatilinde, trafikte bunun üç katı insan ölüyor.

–  Türk Ceza Kanunu açısından AIDS bulaşıcı hastalıklar arasında değerlendirilmiyor

– Sağlık Bakanlığının istatistiklerine göre ülkemizde toplam 3 bine yakın hasta var, bunların çoğunluğunu erkekler oluşturuyor.

– AIDS’li hastalar ilaçlarını düzenli olarak kullanırlarsa yaşam süreleri ve kalitesi her insanınki gibi olabiliyor.

– Korunarak cinsel hayatlarına devam edebiliyorlar.

– Hatta ve hatta gelişen tıp sayesinde baba ve  anne bile olabilirler. (Emziremiyorlar ama)

About bizebuyurun

Bir arkadaşınızın evine gittiğinizde ne konuşursunuz? Çocuklardan, yemek tariflerinden, filmlerden, kitaplardan, müzikten, televizyon dizilerinden, siyasetten, alt komşunuzdan... Peki arkadaşlarınıza sık sık gidebilecek vaktiniz var mı? E, o zaman bize buyurun :) İstediğiniz zaman gelebilirsiniz. Kahvaltıda, gündüz vakti, gece uykunuz kaçınca... Kapım her zaman açık...

Bir cevap »

  1. Selamlar gercekten de cok guzel yorumlamissiniz filmi
    filmi seyretikten sonra pc nin basina gectim ve konusu neydi diye arastirdim
    aids mi yoksa recel mi diye ?
    cunki senaryo pek birseye benzememis

    Cevapla
  2. evet bende farkına vardım ama yinede o kadar insan beğendi diye bu kadar yüklenilmez emeğe saygı duymalısınız

    Cevapla
  3. Abla, öyle düşünmeyelim;

    Anlamadıysan açıklayayım. Birincisi, bilip bilmeden konuşmayacaksınız; bundan, herhâlde HIV+ olduğunu söylediği zaman, toplum içerisinde “normal” biri olarak kalma zihniyetinde olduğunda o sahne, dram; ki genelde de “AIDS olan biri açıklamaz”… Tamam, “âşığım ama AIDS diye dokunamıyorum” kısmı ve birkaç noktada da haklısın doğrusu. Be sarhoş olduğu zamanlarda da cebinde prezervatif taşıyacak değil ya; ayrı birşey, zaten o durumda kadının karşı koyması ya da adamın üstüne gitmemesi bilinçaltı olarak geçmiş. Ayrıca o arkadaşımda gördüm ki diğer insanlara göre gelişmiş beyinlere sahip olunabiliyor, Dostoyevsky gibi ölüm ensesinde düşüncesiyle benle, korkmadan konuşuyor. Korkmuyor çünkü kafasında “kaybedecek birşey olmadığı” görüşü hakim. İster istemez tabii. Hepsini bıraktım bir filmin %100 alaşılır nitelikte olmasını istiyorsanız, tarihi roman oku.

    Kafayı edebiyata, drama; ota-b.ka takmış değilim. Sık rastlanmıyor, böyle düşünen tek bir arkadaşım var ve felsefesini de tahminselliğin ötesinde nitelikte.

    Cevapla
  4. Prezervatif diyorsunda et ete değmeden pek bi zevk alınmıyo en azından erkekler için. Et eteğe değicek!!

    Cevapla
  5. filmi tam izlemediğin anlamadan önyargılarınla izlediğin ortada aidsi incir receli yiyerek olmuyor babası hasta olduğu için annesine bulaştırıyor annesi de bebekken emzirdiği için kıza geçiyor tatlım okişşşş sütten yani sütten incir receli yiyerek kimin aids olduğu görülmüş

    Cevapla

Yorum bırakın